Nükleer gerçekler (İzmit temizlik firması) başlıklı yazımda nükleer enerjinin dünyadaki gelişim süreci ve öneminden bahsetmiştim. Kocaeli temizlik firması. Sonuç olarak da nükleer enerjinin Türkiye için bir tercih değil bir mecburiyet olduğunu yazmıştım. Bunun nedeni tabi ki gelişmiş olan ülkelerin bu enerjiyi kullanıyor olması değil. Bunun nedeni sadece Türkiye’ye özel bir durum da değil aslında.
Enerji talebinin (Kocaeli temizlik firması) karşılanmasında kömür hidrolik potansiyel, petrol ve tabii gaz kaynaklarının ülke içinde yeterli miktarda olması büyük önem taşımaktadır. İzmit temizlik firması. Ancak yapılan rezerv çalışmalarından gelişmekte olan ülkelerin dünya birincil fosil enerji rezervleri açısından fakir olduğu ortaya çıkmıştır. Hidrolik potansiyel ise G. Amerika, Afrika ve G. Asya’daki gelişmekte olan ülkeler için önemli bir kaynak durumunda bulunmakta ise de coğrafik engeller ve heterojen dağılım göstermesi, enerji üretiminde katkısının %50’nin üzerine çıkmasını engellemektedir.
Bütün bunların yanı sıra (Kocaeli temizlik firması) gelişmekte olan ülkelerin endüstriyel yapılarındaki hızlı gelişim ve yaşama standartlarındaki yükseliş özellikle elektrik enerjisi talebinin artmasını beraberinde getirmektedir.
Bu nedenle (İzmit temizlik firması) gelişmekte olan ülkelerde de bilhassa elektrik enerjisi olmak üzere toplam enerji talebinin karşılanmasında yeni enerji kaynaklarına ihtiyaç doğmuştur.
Bilindiği gibi (Gebze temizlik firması) dünya enerji gereksiniminin önümüzdeki dönemlerde karşılanmasında fosil rezervlerin yetmeyeceği ve enerji konusunda diğer alternatiflerin devreye alınmasının gerekliliğinden bahsetmiştim. Beraberinde konvansiyonel ve nükleer santrallerin elektrik üretim maliyetleri açısından karşılaştırılması yapıldığında; tüm ülkelerde nükleer santrallerin petrol yakıtlı santrallere göre daha avantajlı olduğu, kömür yakıtlı santrallerle mukayesede ise bazı ülkelerde bu şartların ülke şartlarına bağlı olarak kömür yakıtlı santraller veya nükleer santraller tarafına geçtiğini gözlüyoruz.
Nükleer santrallerde, Körfez temizlik firması, elektrik üretiminin maliyetinin düşük olmasında en büyük neden; uranyum yakıtının enerji yoğunluğunun fosil yakıtlara göre yüksek oluşu, aynı miktarda enerji üretimi için gereken yakıt miktarının uranyum için çok daha az oluşu ve dolayısıyla taşıma, depolama kolaylığının getirdiği ekonomi neticesinde yıllık yakıt masraflarının çok düşük seviyelerde kalmasıdır. İşletilmeleri sırasında yakıtın taşınması ve depolanması konusunda bir kıyaslama yapmak da gerekirse düşük oranda zenginleştirilmiş 30 ton uranyum ya da 160 ton doğal uranyum, 1000 MWe gücünde bir nükleer santralin 1 yıllık enerji üretimini karşılayabilmekte. Yani bu yük birkaç kamyonun taşıyabileceği kadar küçük bir yük demek. Aynı güçteki bir kömür santrali yılda 2.6 milyon ton kaliteli kömür yakmak zorunda. Bu her biri 13 ton kapasiteli 100’er vagondan oluşan 2000 tren katarı yük demek. Elektrik üretim maliyetlerinin karşılaştırılmasında ise aşağıdaki örneklere bakarsak;
İngiltere gibi, Kocaeli temizlik firması, kömür rezervleri bol olan bir ülkede işletmeye alınan nükleer güç santralleri ile kömür santrallerinin mukayesesi sonucu nükleer santrallerden üretilen elektriğin kömür santrallerine göre %14 daha ucuz olduğu görülmüştür. Bu maksatla Somerset’de bulunan AGR tipi Hinkley B nükleer santralleri ile Yorkshire’daki Drax kömür santrali 1979-1980 yılları üretim maliyetleri örnek alınmıştır. Neticede, birim elektrik üretiminin Hinkley B için 1.32 p, Drax için ise 1.51 p olduğu saptanmıştır. Bugün İngiltere’de nükleer ve konvansiyonel güç santrallerinde elektrik üretim birim maliyetleri ortalama olarak kömür santralleri için 3.5 p/kWh, petrol yakıtlı santraller için 7.3 p/kWh, nükleer santraller için ise 2.3 p/kWh olarak belirlenmiştir.
Nükleer santrallerin kovansiyonel güç santrallerine göre yatırım maliyeti yüksek olmaktadır.
Santrallerin Enerji Kaynağı | Yatırım Maliyeti ( USD/kWe ) |
Petrol / Gaz | 350 – 540 |
Kömür | 677 – 887 |
Nükleer | 865 – 1474 |
Güneş | 1600 – 2400 |
Fakat, Gölcük temizlik firması, nükleer santrallerde yatırım bileşeninin yüksek olmasına karşın yakıt bileşeni düşük olup yıllık artış önemsiz oranda olmaktadır. Halbuki petrol ve kömür yakıtlı konvansiyonel santrallerde yatırım bileşeni çok düşük buna karşın yakıt bileşenleri yüksek ve yıllık artış oranları önemli olmaktadır. Bunun sonucu birim elektrik enerjisi üretim maliyeti, nükleer santraller için diğer santrallere göre düşük kalmaktadır. Elektrik üretiminin birim maliyeti, 2760 saat/yıl tam güç çalışma süresini aşan değerlerde nükleer santrallerin lehine gelişim göstermektedir. Gerek kömür gerekse bir nükleer santralin tam güç çalışma süresi yılda normal olarak 6500 saat olduğu göz önüne alınırsa sonuçta nükleer santrallerin kesinlikle avantajlı olduğu ortaya çıkmaktadır.
Tüm bunların beraberinde, Kartepe temizlik firması, ‘’ Nükleer Enerjide Acil Durum Raporu’nda da belirtildiği gibi dünyadaki petrol rezervlerinin 41 yıl, gaz kaynakların 65 yıl ve kömür kaynaklarının 255 yıl sonra tükeneceği kaydediliyor. Yani geleceğe yönelik bir enerji yatırımı yapılacaksa eğer, öncelikli olarak bu gerçekler görülmelidir.
Bugün enerji konusunda, Başiskele temizlik firması, diğer alternatifleri teşkil eden ve üzerinde ciddi olarak durulan güneş, rüzgar, biomass, deniz dalgaları, gelgit gibi enerji kaynaklarından, yakın gelecekte ekonomik ve teknik olgunluğa erişemeyeceği ve düşük yoğunluğa sahip olmaları nedeni ile verimli ve ekonomik faydalanmanın ancak önümüzdeki 40-50 yıl içinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Aynı şekilde, büyük bir enerji kaynağı olan füzyon reaktörlerinin ticari olarak devreye girmesi için 40-50 yıllık bir gelişme süresi gerekmektedir. Bunun yanı sıra, elektrik enerjisi üretimindeki maliyetler açısından petrol ve kömür yakıtlı santrallerin nükleer santrallerle mukayesesinden günümüzde nükleer santrallerin özellikle petrol yakıtlı santrallerden daha ekonomik olduğu görülmektedir.
Ama insanlarımız nükleer enerjiyi istemiyor. Dünya rezervlerinin kısıtlılığından bahsedince de diğer enerji kaynaklarını kullanın diyorlar. Peki!
Nükleer enerjiye alternatif diğer enerji kaynaklarını incelemek gerekirse;
Hidroelektrik Enerji
Enerji amacı dahil, Derince temizlik firması, su kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanımı olarak tanımlanabilir. Diğer bir ifade ile suyun potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüştürülmesi ile sağlanan bir enerjidir. Ülkemizdeki mevcut yağış miktarları ve akarsularımızın durumu göz önüne alındığında bu enerji kaynağından güvenilir olarak tam kapasite ile yararlanma oranımız ancak % 65 olabilecektir. Fakat son yıllarda dünyada genelinde bir sorun olan susuzluk göz önüne alınırsa özellikle elektrik üretmek için planlanan böyle bir yatırımın ne kadar yeterli olacağı da merak konusudur.
Avantajlar | Dezavantajlar |
Kirlilik Yaratmaz | Yatırım maliyetleri fazladır |
Pik enerji ihtiyacında çok hızlı devreye girer | Toplam inşaat süresi uzundur |
Acil durumlarda hızla devreden çıkarılabilir | Yağışlara bağlı olumsuz etkilenmesi söz konusudur |
Doğal kaynaklar kullanılır dışa bağımlı değildir | |
Yapılan yatırım sadece enerji için değil sulama-taşkın amaçlı kullanılabilmektedir |
Jeotermal Enerji
Yer kabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş olan ısının oluşturduğu ve sıcaklıkları atmosferik sıcaklığın üzerinde olan sıcak su, buhar ve gazlar olarak tanımlanır.
Avantajlar | Dezavantajlar |
Çevre dostudur. Suyun ısıtılması ve buharlaştırılması için fosil enerjiye ihtiyaç duyulmaz | Yapılarında bulunan hidrojen sülfür ve karbondioksit gibi gazların açığa çıkması nedeniyle enjeksiyon gereklidir. |
Doğal kaynaklar kullanılır, dışa bağımlı değildir |
Ülkemiz jeotermal kaynak bakımından dünyada yedinci sırada yer almaktadır. Yüzey sıcaklığı 40 derecenin üzerinde olan 140 civarında kaynak mevcuttur. Bu kaynakların 136 tanesi merkezi ısıtma, sera ve konut ısıtılmasına ve endüstriyel kullanıma uygun iken sadece 4 tanesinden teknik ve ekonomik açıdan elektrik enerjisinin elde edilebilmesinin mümkün olduğu belirlenmiştir. Tüm kaynaklarımızın değerlendirilmesinin petrol eşdeğerinin 9 milyar $/yıl olduğu hesaplanmıştır.
Güneş Enerjisi
Güneşten gelen (temizlik firması Kocaeli) ve dünya atmosferi dışında şiddeti sabit ve 1370 W/m2 olan ve yer yüzeyinde 0-1100 W/m2değerleri arasında değişen yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Isıtmadan soğutmaya ve elektrik üretiminde kontrollü olarak kullanılabilmektedir. Ülkemizin yıllık güneşlenme süresi ortalama olarak 2640 saattir. Maksimum güneşlenme 362 saat ile temmuz ayında, minimum güneşlenme süresi ise aralık 98 saat ile ayında görülmüştür.
Güneydoğu Anadolu BölgesiAkdeniz BölgesiEge Bölgesiİç Anadolu BölgesiDoğu Anadolu BölgesiMarmara Bölgesi
Karadeniz Bölgesi |
3016 saat2923 saat2726 saat2712 saat2693 saat2528 saat
1966 saat |
Güneşlenme süresi yönünden (temizlik firması İzmit) en zengin bölge Güneydoğu Anadolu bölgesi olup bunu sırası ile Akdeniz, Ege, İç Anadolu, Doğu Anadolu, Marmara ve Karadeniz bölgesi izlemektedir.
Güneş enerjisi günümüzde konutlarda ve iş yerlerinde, tarımsal teknolojide, sanayide, ulaşım araçlarında, iletişim araçlarında, sinyalizasyon ve otomasyonda, elektrik enerjisi üretiminde kullanılmaktadır.
Avantajlar | Dezavantajlar |
Doğrudan güneş enerjisini kullanır. | |
Doğal ısıtma ve soğutma sistemleri kullanarak binaların gereksiz ve aşırı ticari enerji tüketimlerini önler | |
Çevre değerlerini korur, çevreye verilen zararları en aza indirir | |
Doğal ve sağlığa zararsız malzemeler kullanır | |
Ekonomiktir | |
Dışa bağımlı değildir |
Rüzgar Enerjisi
İndirekt yani çevrime uğramış bir güneş enerjisi olarak tanımlanabilir. Rüzgardan elde edilecek enerji tamamen rüzgarın hızına ve esme süresine bağlıdır.
Avantajlar | Dezavantajlar |
Kararlı, güvenilir, sürekli bir kaynaktır | Türbin için geniş alanlar isteyebilirler. Tek bir türbin için 700-1000 m2/MW. Rüzgar tarlalarının birim güç başına toplam gereksinimi ise 150-200 katı kadardır. Türbinlerin kapladığı alan bunun %1-1.2 kadar olduğundan bu alanlar yinede tarım amaçlı kullanılabilir. |
Dışa bağımlı değildir | Görsel ve estetik olarak olumsuzdur. Gürültülüdürler ve kuş ölümlerine neden olur, radyo ve TV alıcılarında parazitlenme yaparlar. Bu nedenle İngiltere başta olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde büyük rüzgar türbinlerinin yarattığı çevre sorunları nedeniyle milli park alanlarının sınırları içine ve çok yakınlarına kurulması yasaklanmıştır. |
Gelişen teknoloji ile birlikte enerji birim maliyetleri düşmektedir. |
Ülkemizin (temizlik firması Kocaeli) geneli olmasa da rüzgar enerjisi yönünden zengin sayılan yerleri mevcuttur. Dünyada ise 1990 yılında kurulu rüzgar santralleri gücü 2160 MW iken bu rakam 1994’de 3738 MW, 1995’de 4843 MW, 1996 yılında ise 6097 MW olmuştur. Burada dikkat edilirse özellikle son yıllarda rüzgar enerji santrallerinde gözle görülür bir artış trendi olmasıdır.
Rüzgar enerjisi her ne kadar kaynağı doğa olsa bile bedava bir enerji değildir. Bu enerjinin temel hammaddesi olan rüzgar her ne kadar parayla alınmasa bile rüzgarın taşıdığı enerjinin tutularak enerjiye dönüştürülmesi için bir maliyet gerekir. ABD’de 750 $/kW olan maliyet Avrupa’da 1400 $/kW olabilmektedir. Ekonomik olması için 1000 $/kW olması gerekmektedir. Denizlere kurulan rüzgar türbinleri ise karadakilere oranla iki kat pahalıya mal olmaktadır. Gelişen teknoloji ile bu rakamların yakın bir gelecekte çok daha aşağılara çekilmesi beklenmektedir.
Biyokütle Enerjisi
Klasik ve modern (temizlik firması Körfez) anlamda olmak üzere iki grupta ele almak mümkündür. Birincisi; konvansiyonel ormanlardan elde edilen yakacak odun ve yine yakacak olarak kullanılan bitki ve hayvan atıkları(tezek gibi) oluşur. İkincisi yani modern biyokütle enerjisi ise; enerji ormancılığı ve orman-ağaç endüstrisi atıkları, tarım kesimindeki bitkisel atıklar, kentsel atıklar, tarıma dayalı endüstri atıkları olarak sıralanır.
Günümüzde (temizlik firması Başiskele) enerji tarımı adını verdiğimiz bir tarım türü oluşmuştur. Bu tarım türünde C4 adı verilen bitkiler (şeker kamışı, mısır, tatlı darı, vb.) yetiştirilmektedir. Bu bitkiler suyu ve karbondioksiti verimli kullanan, kuraklığa dayalı verimi yüksek bitkilerdir.
Dünya (temizlik firması Kartepe) genelinde biyokütle enerji teknolojileri son derece hızlı gelişmektedir. Ülkemizde ise 1996 yılı verilerine göre 5512 BTEP odun , 1533 BTEP bitki ve hayvan atıkları olmak üzere toplam 7045 BTEP enerji elde edilmiştir ve bu rakam yıllık enerji tüketimimizin yaklaşık olarak % 10’nuna tekabül etmektedir.
Deniz Kökenli Yenilenebilir Enerji
Deniz dalga enerjisi, (temizlik firması Gebze) deniz sıcaklık gradyent enerjisi, deniz akıntıları enerjisi (boğazlarda) ve med-cezir enerjisi olarak tanımlanabilmektedir. Ülkemiz için üzerinde durulabilecek enerji grubu ise özellikle deniz dalga enerjisidir.
Deniz dalga enerjisinin temelinde, temizlik firması Kocaeli, yine rüzgar enerjisi yatmaktadır. Ülkemizin Marmara hariç olmak üzere açık deniz kıyı uzunluğu 8210 km civarındadır. Bunun turizm, balıkçılık, kıyı tesisleri gibi nedenle en fazla beşte birlik kısmı kullanılabilir ve bu yıllık olarak 18.5 TWh/yıl düzeyinde bir enerji elde edilebilir.
Hidrojen Enerjisi
Doğada bileşikler halinde bol miktarda bulunan hidrojen serbest olarak bulunmadığından doğal bir enerji kaynağı değildir. Bununla birlikte hidrojen birincil enerji kaynakları ile değişik hammaddelerden üretilebilmekte ve üretiminde dönüştürme işlemleri kullanılmaktadır. Bu nedenle elektrikten neredeyse bir asır sonra teknolojinin geliştirdiği ve geleceğin alternatif kaynağı olarak yorumlanan bir enerji taşıyıcısıdır.
Hidrojen karbon içermediği için fosil yakıtların neden olduğu çevresel sorunlar yaratmaz. Isınmadan elektrik üretimine kadar çeşitli alanların ihtiyacına cevap verebilecektir. Gaz ve sıvı halde olacağı için uzun mesafelere taşınabilecek ve iletimde kayıplar olmayacaktır.
2010 yılından itibaren hidrojenin ticari amaçlar için kullanılması düşünülmektedir. Her türlü maliyet göz önüne alındıktan sonra ilk yıllarda benzinden 1.5 – 5.5 arası daha pahalı olması beklenmektedir. Fakat gelecek yıllarla birlikte çevresel katkıları da göz önüne alındığı zaman bu maliyetin çok daha aşağılara çekilmesi hesaplanmaktadır.
Tablo: 2020 Yılında Yenilenebilir Enerji Kaynakları Tahmini
2020 Yılında Minimum | 2020 Yılında Maksimum | |||
MTEP | Toplamın %’si | MTEP | Toplamın %’si | |
Modern Biokütle | 243 | 45 | 561 | 42 |
Güneş | 109 | 20 | 355 | 26 |
Rüzgar | 85 | 15 | 215 | 16 |
Jeotermal | 40 | 7 | 91 | 7 |
Küçük Hidrolik | 48 | 9 | 69 | 5 |
Deniz Enerjileri | 14 | 4 | 54 | 4 |
Toplam | 539 | 100 | 1345 | 100 |
Genel Enerji Talebinin %’si | 3 – 4 | 8 – 12 |
Yukarıda kısaca açıklanmaya çalışılan bilgiler ışığında şunu söylemek mümkündür. Yenilenebilir enerji kaynakları da dahil olmak üzere hemen hemen tüm enerji kaynaklarında teknolojik olarak gelişmeler mevcuttur. Enerji bu güne kadar olduğu gibi gelecekte de insanlık için temel bir sorun olma özelliğini sürdürecektir. Bununla birlikte gelecek yıllarda bugün olduğundan daha fazla enerji sağlayan yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olunması da insanlık için uzak bir ihtimal değildir.
Bununla birlikte (temizlik firması Başiskele) 2020 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji tüketimine getireceği katkılar ne yazık ki insanlığın ihtiyacı olan enerji rakamlarını karşılamaktan uzak görünmektedir. İnsanoğlunun bugün sahip olduğu teknik seviyeler 2020 yılında toplam enerji ihtiyacımızın maksimum % 12’sinin alternatif enerji kaynaklarından karşılanabileceğini göstermektedir.
Kaynak: Ekonomi İzmit Dergisi